İlkokula başladığımda okuyup yazabiliyordum ve diğer arkadaşlarım hecelerle boğuşurken ben can sıkıntısından ne yapacağımı şaşırıyordum... Öğretmenim bunu farketti ve onlar sınıfta uğraşıp duruken benim o güzel havalarda bahçede dolaşarak kitap okumama izin verdi. Ben de böylece Cin Ali ile tanıştım.
Öğretmenimiz hep hasta olduğu için derslere düzenli olarak giremiyordu ve okulda çok fazla boş zamanımız oluyordu... Biz de okumaya, okumaya ve başka kitaplar okumaya başladık. Öğretmenimiz il kütüphanesine üye olma zorunluluğu getirdi. Kütüphaneyi görünce cennete düşmüş gibi oldum! Benim okuma serüvenim işte böyle başladı. O zamandan beri hangi kitapları okuduğumu, hayatımın kaç saatini kitaplara ayırdığımı bilemiyorum. Tek bildiğim küçükken yorganın altında kitap okumakta ısrar ettiğim için artık gözlerimin 5 derece miyop olduğu... Beni lens kullanmaya mahkum etmiş olsalar da okuduğum kitaplar sayesinde sanki yüzlerce hayat, milyonlarca hikaye yaşadım... Kitaplar sayesinde gitmediğim ülkeleri tanımış, çeiştli zaman dilimlerinde yaşamış oldum.
Artık kitapları sadece okumak değil, okuduklarımı paylaşmak istiyorum. Bu paylaşım bir edebiyat dergisi kıvamında olmayacak ama okuduğum kitaplarla ilgili düşüncelerim ve hissettiklerim içimde kalmamış olacak.
2 yorum:
Bu blogu çok geç keşfettim...:(
yine de çok mutluyum şuanda bir kitap kurduyla tanıştığım için...
inanır mısın, ben de okula başladığımda senin gibiydim. hatta gazete okuyup gündemi takip ediyordum :))
(yok canım şaka) ama 1. sınıfta ne kadar sıkıldığımı hiç unutmam...
tekrar merhaba, sen hep yaz, bizler de okuyalım =)
April, merhaba hoş geldin:) Bu bloga yazacak çok daha fazla şey dolaşıyor aslında aklımda ama tembelliğim burada da kendini gösteriyor maalesef... Ama bu aralar canım tekrar sık sık kitap okumayı ister hale geldi. Bu da yeni yazılar gelecek demek oluyor galiba:))
Yorum Gönder