Sarıkamış'a giderken yan koltuğumuzdaki adamın okuduğu kitap hemen gözüme çarptı: Can Yayınları'ndan çıkan Paul Auster' ın yeni romanı Görünmeyen. Doğruyu söylemek gerekirse kitapta gözüm kalmıştı:) Tatile çıkarken yanıma aldığım kitaplar bana bir türlü yeterli görünmez, kitabımı bitirme ihtimalima karşı genelde gittiğim yerden yeni kitaplar alırım. Ama bu defa olaylar farklı gelişti... Yan koltuktaki yolcu inerken Görünmeyen ve Küçük Arı kitaplarını unutmuş ya da bırakarak inmiş. Temizlikçi adam ise "Okur musunuz atayım mı?" diyince "Kitap atılır mı!" diye adamın üstüne atladım resmen. Eğer kitapların sahibini bulabilirsem kendisine kitapların ulaştırmak istiyorum... Eğer o kişi bu yazıyı okursa benimle iletişime geçsin lütfen yoksa kitapları kütüphaneye bağışlayacağım...
Yazarın Yanılsamalar Kitabı adlı romanını çok severek okumuştum, hala kitap hakkında düşündükçe içimde tanımlayamadığım değişik bir duygu beliriyor... Ama kitaplığımdaki New York Üçlemesi 'ne bir türlü elim gitmedi, alalı 2 yıldan uzun zaman geçmesine rağmen bir türlü sıra ona gelmedi.
Gelelim Görünmeyen'e. Öncelikle kitabın arka tüzündeki tanıtım yazısına bir göz atalım:
"1967 baharında New York’ta başlayan roman, iç içe geçen dört bölüm boyunca Paris’e ve Karayip Adaları’na kadar uzanan karmaşık bir ilişkiler zincirini anlatıyor. Şair olmak isteyen üniversiteli Adam Walker, siyasal bilimler profesörü Rudolf Born ve sevgilisi Margot ile başlayan aşk üçgeni, Walker’ın ablasını, Born’un üvey kızını da içine alan dörtgenlere, beşgenlere dönüşüyor. Vietnam savaşına öfkeli 68 Kuşağı’nı, enseste kadar varan coşkulu bir cinsel açlığı, sürekli bir adalet arayışını felsefi göndermelerle ören Görünmeyen, bir solukta okuyacağınız ve unutamayacağınız bir başyapıt."
Görünüşte ana karakterimiz Adam Walker'ın hayat hikayesini, özellikle de 1967'de gerçekleşen tesadüfi bir karşılaşmanın Walker'ın hayatını nasıl da sürüklediğini inceliyoruz. Ama bence aslında bu sürüklenmenin öncesinde Adam'ın çocukluğunda yaşadığı ve onun kişiliğini biçimlendiren bir kayıp ile Born'un, yaşadıkları bir tehlike karşısında verdiği vahşi tepki olayların gidişatını değiştiriyor.
Kitap Adam'ın hafızasını dinleyişimizle başlıyor. Sonraki bölümde ise Adam'ın hafızasında kalan olayları yazdığı arkadaşı Jim ile birlikte Adam'ın kitap taslağını okuyoruz. Son bölüm ise Cécile Juin'in anılarıyla bitiyor.
Kitap kendini sayfadan sayfaya uçarak okutuyor ve kafanızda birkaç olayın gerçekliği hakkında kocaman belirsizlikler bırakarak bitiyor. Üstelik hızını alamayan benim gibi okuyucuları da uyarmalıyım çünkü kitabı bitiriş anım şöyle oldu: Sayfayı çevirdim ve Ay Sarayı'nın reklamını görüdüm. Kitap bitmiş!
Peki kitapla ilgili olmsuz birşey yok mu? Bence var. Birkaç yerde hatalı çeviri yapılmış olabileceğini düşünüyorum. Ama daha da kötüsü kitabın tanıtım yazısına "Ensest" kelimesinin girmesinin okuyucuların bu olaya odaklanarak kitabı okumasına neden olabileceğini ve kitabı yanlış tanıtacağını düşünüyorum. Can Yayınları en çok severek okuduğum, seçimlerine en çok güvendiğim yayınevi ve daha farklı kulvarlardaki okuyucuyu çekmek için yapılan böyle bir hareketin kitaba zarar verdiğini düşünmüyorlar mı merak ediyorum.
Sonuç olarak ben bu kitabı beğendim, severek okudum ve herkese öneriyorum. Kendime ise New York Üçlemesi'ne başlamayı öneriyorum:)
3 yorum:
New York Üçlemesi'ne başlarsan yazsana bebek ben merak ediyordum onu
Şimdi Emma'yı okumaya başladım ama bitirince New York Üçlemesi'ni okuyacağım. Bitirince yazarım;)
Yazınızı beğendim. Kitabı da öyle. Ben de şöyle bir yazı yazdım Görünmeyen hakkında, belki ilginizi çeker:http://renklerveisiklar.wordpress.com/2010/02/27/yeni-tutku-eski-koku-yine-karanlik-paul-auster-%E2%80%93-gorunmeyen/
Yorum Gönder